Mart Ayından bu yana içinde Türkiye’nin de bulunduğu tüm Dünya ülkeleri aşağı yukarı Covid-19 tabir edilen koronavirüs salgını ile cebelleşiyor…

Adeta günlük hayatımızın içine giren bu salgın illetinden de ne zaman kurtulacağımız belli değil. Bu anlamda  Bilim Dünyası aşı haberleri ile zaman zaman çalkalansa da şu anda bu hususta müjde denilecek bir şekilde somut bir gelişme de söz konusu değil…

 Ne yapıp edeceğiz, bundan korunmak için  14 kuralı uygulayıp, en belirgin ve sık şekilde de Maske+Mesafe+ Hijyen kurallarını  olmazsa olmaz şekilde uygulayacağız…

 Başka da çeresi yok…

Çevrenizde sizde görüyorsunuz bizde görüyoruz, herkes görüyor ve duyuyor…

 Pek çok insan Covid-19’a yakalanıyor, PCR testleri pozitif çıkıyor ve hastanelere yatmak durumunda kalıyorlar…

 Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her akşam televizyon ekranlarına çıkıp günlük koronavirüs verilerini bir bir açıklıyor ve uyulması gereken kuralları tekrarlıyor…

Bize de düşen bunları uygulamak…

Peki sokakta, caddede , otobüste, kafede, duraklarda pastanede, herkes maske takıp mesafe kurallarına uyuyor mu?

 Gnellikle uyuluyor ama uymayan dik kafalı, sığ düşünceli kişiler var ve çok…

 Adam dükkanının önüne oturmuş, sigarasını tüttürmüş, maskesi tek kulağına asılı, rüzgar habire maskeyi saga sola savuruyor, yanındaki de onunla sohbet ediyor…

 Bir başkası (genelde genç kesim) motorsiklete atlamış, ağzında maske yok. Kolunda takılı…Gelip geçiyor rüzgar gfibi insanların yanından…

“Maskesiz” durum bu halde iken, “Maskeli” durum nasıl peki?

Pek çok kişi birbirini tanımıyor..

 En yakınınızla sokakta karşılaşsanız ve selam verseniz bile size tanıyan pek yok ve olmuyor da…

Geçtiğimiz günlerde karşılaştığım bir bayanı tanıdık birisi sanmış ve , “ Hüsniye Hanım nasılsınız?Pazardan mı geliyorsunuz, fiyatlar nasıl pazarda?” diye sorunca kendisinden: “ Ben Hüsniye değilim beyefendi? Benzettiniz herhalde” cevabını almıştım…

Bizim yakın dostumuz Aziz Bey de nakletti kendisinden kendi yaşamış olduğu bir olayı. Şöyle anlattı:

Benim başıma gelen olay şöyle: Bir kadını maskeli haliyle bizim Zeynep zannettim.

“Zeynep ne var ne yok.buralarda ne arıyorsun “dememle

kadının bana diklenmesi bir oldu. Ters ters bakınca yanlışı fark ettim . O günden beri kim olursa olsun isterse babamın oğlu olsun maskeli birisiyle tek kelime etmiyorum. Artık sokakta birisine merhaba etmek cok eskilerde kaldı. Bundan sonra artık merhabalaşmak falan yok.

Kıyametin büyük alamatlerinden .Alametin birisinde der ki

Kıyamete yakın insanlar sokakda birbirine selam dahi vermeyecekler. Hah

İşte o gun gelmiş geçiyor bile…”

***

Benim kendi başıma gelen bir hadise ise şöyle:

Yakın köyümüzden Muhtar dostumuzun kendi evinde , fırınında pişirdiği köy ekmeğini çok seviyorum…Sağ olsun göndermiş taze ve sıcak bir şekilde ekmeği bende bıraktıracağı dükkana gittim ekmeğimi almaya… Ismarladığım ekmeği almak için girdiğim dükkanda , tezgah arkasındaki gence sipariş durumunu aktardım….
“Bir köy ekmeği ısmarlamıştım…Alabilir miyim acaba?” dedim…”Olabilir, ama kendisi gelmesi lazım” diyerek bana ekmeği vermedi…
“Yılmaz Işık benim” dedim….
Baktı şöyle maskeli halime, bir de gözlükler ve foter kafada…
“Kusura bakma..Sen Yılmaz Işık değilsin…Bizim tanıdığımız ve bildiğimiz Yılmaz Işık bu değil…” dedi…

Neyse en sonunda kendimizi kanıtlayıp ekmeğimizi alıp evimizin yolunu tuttuk…

Eve gelince boy aynasına baktım kendime…

Gerçekten ben ben değilim…

Mart ayından beri bütün insanlar kendileri değil…

Hepimiz pandemiden dolayı fiziki değişikliğe uğradık haliyle…

İşte bizim biz olabilmemiz için hepimizin dikkat edeceği husus şu:

Bir an once insanlık  koruma önlemleri ile, mesafeli duruşlar ile, maskeamizle bu süreci bir şekilde sağ salim atlatmamız gerekiyor…

Unutmayalım ki, “Maskesiz günlere” erişebilmemiz bizim maske takmamıza bağlıdır…

Mesafeli duruşumuza bağlıdır…

Kısı hijyenik duruşumuza ve tutumumuza bağlıdır…

“Maskesiz ve sağlıklı günler” dileği ile herkese sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.

 Şimdiden Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum.

 SAĞLICAKLA KALIN!